Eski Alışkanlıklarınızı Bir Kenara Bırakın. En Azından Web Siteniz İçin!



İnternet sitelerinin hayatımızda çok daha aktif olarak rol almaya başladığı 2000'lerin başından bugüne alışkanlıklar hem görsel hem de uygulama anlamında defalarca değişti. Ama o zamanlarda şimdiye göre 10 yaş daha genç olan ve belki de internet ile o zaman tanışmış olan işletme sahipleri veya işletmecilerin sevdiği şeyler değişmedi!
 
Özellikle web tasarımına 2000'li yılların başında başlayan her tasarımcı yaptığı işlerin bir kenarına ya tarih-saat koyuyordu, ya da bir siteden aldığı sayacı ekliyordu. Herhangi bir arama motorunda en üstte olma derdinden tamamen uzak sadece "insanlar yaptığım siteyi görüp girerler belki" diyerek aslında hiçbir faydası olmayan toplistlere kayıt oluyor ve o toplistlerin logolarını 'mutlaka' sitelerine koyuyorlardı. Hava durumu, döviz bilgileri ve ziyaretçi defterleri bu furyanın çok sevdiği diğer web sitesi modülleriydi.
 
Zamanla uzmanlaştıkça ya yavaş yavaş ya da toptan hepsinden vazgeçti işi bilen ve yapanlar. Peki ya görenler?
 
Sosyal Ağların dört bir yanımızı sardığı ve sosyal ağlarda yer alıp orada bulunabilmenin arama motorlarında tepelerde çıkmak kadar önemli olduğu bu dönemde bazı kurumsal işletmelerin web sitelerinde hala "Hava Durumu kutusu da koyalım, saat de koyalım, döviz mi? Onu da koyalım." mantalitesi ile hareket ettiğini görmenin en mantıklı açıklaması eski alışkanlar olabilir diye düşünüyoruz.
 
Hava Durumu
Eğer sahip olduğunuz site bir Marina sitesi, bir Havacılık sitesi veya bunun gibi "hava durumunu bilmeyi gerektiren" bir site değilse sitenize Hava Durumu kutucuğu bulundurmanın pek mantıklı bir açıklaması olamaz. Siz bir Otelsiniz ve sitenize hava durumu kutusunu koydurdunuz. Antalya'da yazın havanın sıcak olduğunu insanlara -hem de tüm dünyadaki turistlere- bir daha göstermek ne kadar doğru bir hareket sizce?
 
Döviz Kurları
Web sitenizden tek bir kalem satış bile yapmıyorken, fiyat listenizi özellikle "rakiplerimiz görmesin", "bayi fiyatı ayrı, son kullanıcı fiyatı ayrı" gibi türlü mantıklı sebeplerle göstermiyorken web sitenize bir kur kutucuğu koymanın web sitenize ne görsel ne de işlevsel bir katkısı olabilir. Eskiden de yoktu. Şimdi de yok.
 
Ziyaretçi Defteri
Sosyal Ağlar'ın popülerleşmesi ve web sitelerine entegrasyonunun kolaylaşması ile geçmişin tozlu raflarında yerini alanların başında geliyor Ziyaretçi Defter'leri. Artık birileri hakkında bir görüş bildirmek, bir fikir sunmak için o kişinin/firmanın facebook sayfasında gider, duvarına yazarsınız. Twitter'da "mention" vererek yazarsınız. Turistik bir işletmeyse TripAdvisor profiline yorum bırakırsınız. Ziyaretçi Defterleri saydığımız ve sayacağımız eski moda alışkanlıklar içinde işlevini tamamen kaybetmiş olanıdır. Efendim? Hakkınızda kötü birşey yazılırsa mı ne olacak? Merak etmeyin bahsi geçen tüm ağlarda kontrol tamamen sizde, isterseniz silersiniz, isterseniz bırakırsınız.
 
Sayaç
Eski alışkanlıkların en küstahcası. Şaka bir yana, gerçekten de sitenizi kaç kişinin ziyaret ettiğini yeni ziyaretçilerinize göstermeye uğraşmak anlamsız uğraşlardan birisidir. Sitenizin istatistiklerini tabiki görmek istemezi çok normal ve olması gereken bir şey ama sadece ana sayfaya koyulacak bir tabela ile istatistik takibi de mantıklı değil. Google Analystic ile web siteniz hakkında aklınızın ucundan geçmeyen istatistikleri dahi inceleyebilirsiniz.
 
Tarih - Saat
Web sitenizin üstüne veya altına koyduğunuz tarih-saat eğer herhangi gönderi formunda, sipariş talebinde veya başka programsal bölümlerde kullanılmıyorsa -kaldı ki bahsettiğim formlarda saat-tarih etiketi gerekliyse programcı zaten bunu kodlamıştır-  tamamen anlamsızdır. Bugün web sitenize giren herkes girdiği bilgisayarda saatini, tarihini zaten görüyor. Eskiden de görüyordu.
 
Haber & Duyuru
Kendinize ait bir bilgi işlem ağınız ve web sitenizle ilgilenen bir çalışanınız her gün veya her hafta veya düzenlenmiş aralıklarla firmanız hakkında bilgiler giriyor ve sektörden önemli bilgileri ziyaretçilerinizin görmesi için hazırlıyor mu? Cevap evetse Haber & Duyuru bölümü sizin sitenizin can damarlarından birisidir. Cevap hayırsa o bölüm sizde yalnız yılda 1-2 kere düzenlenen ve çoğunlukla "Web sitemiz yeni tasarımı ile yayında" haberi ile hiç değişmeden kalan atıl bir bölümdür. Tasarıma katkısı bulunacak başka bir şey "Haber bölümü olsun insanlara haber veririz" talebiniz yüzünden oraya konmamıştır. Halbuki duyuru ve haberlerinizi etkin şekilde kullanacağınız bir Facebook hesabından yayınlarsanız emin olun hem güncelleme derdiniz olmayacak hem de web siteniz üzerinden ulaşabileceğiniz sayıdan daha fazlasına ulaşabileceksiniz. Sonuçta bugün facebook kullananların yaş ortalaması çok yükseldi, hemen herkesin bir hesabı var ve gün aşırı hesaplarını kontrol ediyorlar. "İş yerinde Facebook mu kullanılır?" demeyin, zamanında MSN içinde aynı şeyi söylemiştiniz ama MSN size faturalarda ve uzak görüşmelerde rahatlık sağladı değil mi?
 
 
ESKİ KRAL ÖLDÜ. YAŞASIN YENİ KRAL! SOSYAL AĞLAR!

Facebook
Nisan 2011 rakamlarına göre Facebook hesabı kullananların sayısı 660 Milyon'u geçti. Ve en iyimser hesaplama ve tahminlere göre en geç 2012'de bu rakam 1 milyarın üzerine çıkacağı yönünde. Yani özetle internet kullanan neredeyse herkes Facebook'ta olacak. Bunlara müşterileriniz de dahil.
 
Facebook'ta yer almanız artık arama motorlarında -google'dan bahsediyoruz tabiki- yükseklerde çıkmak kadar önemli. İnsanlar eskiden firmalara telefon rehberleri ile telefonlardan ulaşıyorlar,  faks çekiyorlardı; sonra internet geldi ve artık arama için 1. seçenek oldu. Sizin adınızı veya sektörünüzü aratıyor, sizi buluyorlardı. Şimdi bunlara "Sosyal Ağlarda" aranmak eklenmeye başladı. Bir Facebook hesabınızı olması internetteki bulunabilirliğinizi eskisine göre arttırdı.
 
İşte bu hesaplarınızı artık rahatlıkla web sayfalarınıza bağlayabiliyorsunuz. Beğen butonları, Facebook Kutuları, Yorum eklentisi gibi eklentilerle kendi sayfanızın içinden facebook sayfanıza bağlanabiliyor ve sayfanızı bu şekilde besleyebiliyorsunuz. Bunun yanında Facebook için özel oluşturduğunuz tasarım ile facebook'ta web sayfanızın bir şubesini bile açabiliyorsunuz. Hem de isterseniz bütün sayfalarınız ile!
 
Twitter
Twitter ile ilgili gelen en çok soru "bu ne ki şimdi?" oluyor. Aslında çok basit olan açıklaması basitliğinden kafa karıştırıyor. "Bu kadarcık olamaz herhalde" diye düşünüyor soran kişi. Evet o kadar. Sadece 140 harflik mesajlar. Ama şu anda bu sistem 200 milyon insan tarafından kullanılıyor -ve gittikçe artıyor-. Ve yaş ortalaması Facebook'a göre çok daha genç.
 
Firmanızın Twitter'da takip edilmesi demek, tamamladığınız bir iş hakkında ya da yaptığınız bir organizasyon hakkında ya da bir kampanyanız hakkında takipçilerinize en hızlı ulaşım yolu demek. Hatta Twitter'ın son reklamı bu gerçeklik üzerine: Bir adam birşeyler okurken bir twit geliyor, okuyor, masada duran fincanı kaldırıyor elinde hava tutuyor ve 1 saniye sonra küçük bir sarsıntı oluyor. Sarsıntı bitince adam fincanı masaya koyuyor ve reklam bitiyor. Yani özellikle twitter'da haber çok hızlı yayılıyor.
 
Tıpkı facebook gibi Twitter'ın da web sitenize ilave edebileceğiniz modülleri var, attığınız twitleri web sitenizde gösteren akış kutuları, twitleme butonları, takip butonları... Bunların tamamı şu anda hava durumundan çok daha iyi seçenekler unutmayın.
 
Ve Diğerleri
Sadece Twitter ve Facebook değil, şu anda sanal alemde yüzlerce sosyal ağ mevcut. Hiç birisi facebook ve twitter ile yarış içinde değiller. Gerçeklerin farkında oldukları için başka hedeflere yol almış siteler bunlar; konuda uzmanlaşma! Yani tek bir konu hakkında, o konu çevresinde dolaşan sosyal ağlar bunlar. Müzik, Sinema, Turizm, vs.
 
Siz bir müzik adamı ya da organizatörseniz MySpace'de olmalısınız. Last.Fm şart değil belki ama kendi müziklerinizi yapıyorsanız SoundCloud'da bir profil oluşturmalısınız.
 
Sizin tutkunuz sinema üzerineyse Flixter'da dolaşabilir, RottenTomatoes'da film oylayabilirsiniz.
 
Herhangi bir şekilde turizm ile alakalıysanız TripAdvisor'daki hesabınıza olumlu yorumlar gelmesi için müşterilerinize çok iyi hizmet sunmalısınız.
 
Bir şekilde işletmenizin sosyal ağlardaki yerini almasını sağlamalı, artık eski alışkanlıklarınızdan kurtulmalısınız. Yanlız unutmayın yukarı bahsettiğim sosyal ağlar öyle yattıkları yerde iş yapan ortamlar değil. Eğer sosyal ağlarda can bulmak ve takip edilebilmek istiyorsanız bu ortamları ciddiye almalı ve gereken özeni göstermelisiniz. Tıpkı web siteniz gibi onların da üzerine düşmelisiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Netflix'in Abone Kaybı Etkileri Büyüyerek Devam Ediyor; İşten Çıkarmalar Başladı

Samsung'dan Çok Doğru Bir Sosyal Sorumluluk Projesi #internetiTADINDAkullan

Bir iPhone "Kiracısı" Olmak İster misiniz?